Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eğitim sistemimizin ve sistemin sorgulamayı öğretmeyen öğretmenlerimizin ürünleri olarak yetişen yetişkinler tarafından öğretmenlerimiz yok sayılıyor, asağılanıyor ya da şiddete maruz kalarak öldürülüyor. Eskiden çocuklarını teslim eden, "eti senin kemiği bizim" felsefesiyle öğretmeni kutsal sayan, "öğretmen bugün kulağımı
Milliyetçilik düşmanlarının "Orta Asya edebiyatı" diyerek küçümsemeye yeltendiği hareket, Atatürk dönemi kültür çalışmalarının ihmal edilemez bir bölümüdür. 2. Dünya Savaşı'nın başlarında, Mihver devletlerinin baş döndürücü zaferleri sırasında, Turancılıktan kimse gocunmamıştır. Sadece komünistlerdir ki esir Türk ülkelerinin kurtulabileceği ümidiyle Rusların yenilmesini isteyen Türk milliyetçilerine faşist ve turancı diyerek saldırmışlardır. Sonra, ikinci cephenin açılması ile, Mihver devletlerinin gerilemesi başladı. 1944 yılının ilk aylarında Almanların yenileceği artık kesinlikle anlaşıldı. Nihayet Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, 1944 yılının 19 Mayıs'ında meşhur nutkunu vererek Türk milliyetçilerine karşı hala bitmeyen bir Haçlı seferini başlattı. 1944 suçlamasında dış tesirlerinin payı acaba ne kadardı, sorusunun cevabını aramayacağız.
Reklam
II. Abdülhamid yeni doğmakta olan Türk milliyetçiliğine kuşkuyla bakmaktaydı ve modernleşme girişimine karşı çıkmadan, imparatorluğun kurtuluşu için birleştirici unsur olarak İslam'ı görüyordu. II. Abdülhamid'in bu seçimi mantıklıydı: Türk milliyetçiliği imparatorluğun çokuluslu kimliği için büyük bir şanssızlıktı ama hesaba vurunca İslamcılık da iyi bir çözüm olamıyordu. Türk milliyetçiliği imparatorluğun Hıristiyan topluluklarınınkinin tersine, doğuşundan itibaren programlanmış olarak değilse de eğilim olarak dinsel duygularla çatışıyordu; bu özellik Kemalist dönemde daha da güçlenecekti. Batı modernliğinin ve milliyetçilik akımlarının ortaya çıkışının karşısında imparatorluk sıkıntılı bir biçimde uyum sağlama çabasına girmişti. Başlatılan modernleşme ve laikleşme süreci, toplumun içinden gelişen bir olgudan çok devletin varlığını korumak için bir tepkiydi.
Sayfa 30 - Turkuvaz KitapçılıkKitabı okuyor
TARİHLER VE OLAYLAR (1960-1975) 13 Ocak 1960: Atsız, Falih Rıfkı Atay'a yayın yolu ile hakaretten İstanbul Toplu Basın Mahkemesi'nde yargılanıyor. 27 Mayıs 1960: İhtilal. 38 subay ve general iktidara el koyuyor. İhtilal bildirisini, 27 Mayıs sabahı 04:36'da, 1944 sanıklarından Alparslan Türkeş okuyor. Cemal Gürsel Devlet Başkanı,
Atsız Tekrar Süleymaniye Kütüphanesinde: Atsız aleyhindeki konuşma ve yayınlar nihayet 1952 Mayıs'ında semeresini (!) verecektir. Olaylar şöyle gelişir: "Türk Milliyetçiler Derneği, 3 Mayıs kutlamalarına katılması ve bir konferans vermesi için Atsız'ı Ankara'ya davet etti. Konferansın konusu 'Devletimizin Kuruluşu'
Kemalizm kelimesi ilk olarak Ingilizler tarafından, sistemli bir propaganda aracı olarak çıkartılmıştır. 1926’dan beri özellikle kullanılan bu kelime ve arkasında suni bir şekilde yapılandırılmaya çalışılan “ırkçı milliyetçilik” ideolojisinin Atatürk ilke ve İnkilaplan ile alakası olmadığı halde, bu ilke ve inkılapları değersizleştirerek faşist bir odak oluşturmak ve tekke ve zaviyelerin kapatılması ile güç kaybeden tarikatları bu odağın karşısında birleştirmek adına organize etmek için bu kelime sistemli olarak kullanılmıştır. Nâzım Hikmet 1954 yılında Budapeşte Radyosu’na yaptığı konuşmada konuyu çok net açıklamıştır.
Reklam
Kût’ül-Âmare Zaferi’nin 108. yıldönümü Kastamonulu Mirliva Halil (Kut) Paşa ve ordusunun ruhu şâd olsun 1952’ye kadar “Kut Bayramı” olarak kutlanmıştır Halil Paşa Enver Paşanın amcasıdır. İttihat ve Terakkinin 17. üyesidir Mustafa Kemal’in sınıf arkadaşıdır. Atatürk tarafından “Kut” soyadı verilmiştir
Atatürk inkılâbının değişmez iki prensibi vardır: Milliyetçilik, medeniyetçilik. Bugüne kadar gerçekleşmiş hiçbir inkılâp hareketi yoktur ki bu iki kaynaktan fışkırmamış olsun.
Gerçi evrensel insan haklarından filizlenen ve mantıkla desteklenen milliyetçilik fikirlerinin ve bunun sonucunda ortaya çıkan ulus ve devletin çakışması inancının gelişimini izlemek olasıdır ama yine de insanların kardeşliği ile milliyetçiliğin kuramsal olarak bile birbirine uymadığı da bir gerçektir
Reklam
... Kolağası Mehmed Tevfik Bey, tarih sevgisi ve muasır milliyetçilik gibi fikirleri ile onu etkilemiştir. Namık Kemali Mehmed Emin Yurdakul gibi vatansefer ve milliyetçi şairlerin ve Fransız İhtilali'nin etkisiyle hürriyetçi fikirlerin de bu dönemde zihinlerde yer ettiği anlaşılmaktadır.
İç ve dış sermaye çevrelerinin egemenliğini savunanlar, imam sarığını seçim sandıklarına sarıp siyaset meydanlarına çıkanlar, yabancı petrol şirketlerinin savunuculuğunu yapanlar, hiç milliyetçi olabilirler mi? Böyle bir düzende yaşıyoruz işte. Millet düşmanlarının milliyetçi, Atatürk düşmanlarının Atatürkçü, halk düşmanlarının halkçı sayıldığı bir ülkede gerçek milliyetçilere düşen görev, korkmadan, yılmadan, usanmadan Türk halkının çıkarlarını savunmaktır. Bu memleket, yabancı sermaye uşaklarının, din sömürücülerinin, siyaset demirbaşlarının değil; tüm Türk halkınındır. “Milliyetçilik" ise sömürücülerin değil, Mustafa Kemal devrimcilerinin bayrağıdır.
Sayfa 271Kitabı okudu
Sürüngen Beyinli Toplumlar İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra dünyadaki bir çok sosyal bilimcinin beynini bir soru kemiriyordu: Kant, Hegel gibi büyük filozofları, Einstein gibi bilimcileri, Goethe gibi büyük yazarları, Wagner gibi büyük bestecileri çıkarmış bir Alman toplumu, nasıl olur da Hitler gibi bir delinin peşinden gitmişti? Üstelik
122 syf.
2/10 puan verdi
İnsanlar görüşlerine ilişkin kitapları okumuyorlar. Kur’an olsun, Nutuk olsun, Kavgam olsun, Manifesto olsun; okumuyorlar. Ancak harıl harıl da savunup kafa şişirebiliyorlar. Ne zaman biri kafamı şişirse gider, sırf sus diyebilmek adına olsun, kitabına bir göz atarım. En son kafamı şişiren kişi bir ülkücü oldu ve şimdi de buradayım. Kendi görüşümü
Dokuz Işık
Dokuz IşıkAlparslan Türkeş · Kutluğ Yayınları · 1975732 okunma
1.095 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.